Sporseverler TV

Doğru Yorumun Adresi

Koç: “Her şeye rağmen mücadelemiz sürecek”

Koç: "Her şeye rağmen mücadelemiz sürecek"

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Yıldırım Koç, Olağanüstü Genel Kurulun gerçekleştirildiği 2 Nisan 2024 tarihinden itibaren Türk futbolunda yaşanan gelişmeler hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu.

Ziraat Türkiye Kupası’na katılma kararını da açıklayan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Y. Koç, futbol takımının transfer planlamaları ve son dönemde Fenerbahçe Stadı’nda yaşananlarla ilgili de konuştu.

Basın toplantısını YDK Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Yıldırım Koç’ın Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sitesinden yaptığı basın açıklaması:

“Yeni yılınızı kutlar; sağlık, huzur, mutluluk içinde, ülkemizin refahının, birlik ve beraberliğinin arttığı; Türk futbolunda da hem ülke olarak yurt dışında başarıdan başarıya koştuğumuz, ondan daha da önemlisi yurt içinde adı adım adil rekabet ortamına koştuğumuz bir yıl olmasını hepiniz için canı gönülden temenni ediyorum.

Bugün ana konumuz, demin de ifade edildiği gibi son dönemlerde yaşananlar, özellikle mabedimizde yaşananlar, sosyal medya ve taraftar nezdinde geldiğimiz nokta, Türkiye Kupası’yla ilgili kararımız, bu karara nasıl geldiğimizi, 2 Nisan’dan beri neler yaşandığını, bununla beraber hak, hukuk, adalet konularında bazı örnekler vererek ‘Adalet mülkün temeli midir, değil midir?’ sorusunu sizlerin de kendinize sormanızı Türk futbolu için amaç diyorum.

İSLAM ÇUPİ’NİN İŞARET ETTİĞİ GİBİ, FENERBAHÇE’NİN ADI KONMAYAN BÜYÜKLÜĞÜ, GÜÇLÜ VE BAĞIMSIZ KARAKTERİNDEN GELMEKTEDİR

Biliyorsunuz 2018 yılında büyük hayaller, büyük beklentiler, büyük hedeflerle seçime girdik, açık ara bir seçim kazandık ve görevimize seçildik. Bizim aslında o dönemdeki hedeflerimiz, amacımız çok net ve yalın idi, o şekilde de anlattık. Belki o yüzden de yüksek bir fark oldu seçimde ve 3 tane hedefimiz vardı. O zamanlar Fenerbahçe bir kuraklık döneminden geçiyordu; 4 senedir şampiyon olamamıştık, nispeten boş tribünlere -10-15 bin kişi- oynuyorduk. Bu kuraklık dönemini bitirmek, tribünlerde barışı, birlik ve beraberliği sağlamak, en kısa zamanda mali bağımsızlığa ulaşmak ki o zaman UEFA’da rekabet eden kulüpler arasında en kötü durumda olan bizdik ve aynı zamanda Avrupa’nın en yaşlı üçüncü takımıydık. Ama ne kısa zamanda mali bağımsızlığa ulaşmak, en azından o yolu dönüşü olmayan bir yola sokmak ve Sayın Aziz Yıldırım’ın da başlattığı, inandığımız ve bizim de üstüne koyarak götürdüğümüz ‘Dünyanın En Başarılı Spor Kulübü’ vizyonunu geliştirerek sürdürmekti. Üç tane çok net hedefimiz vardı. Ne yazık ki üç hedefimizin ikisinde ciddi başarılar sağlasak da geride bıraktığımız sezonlar futbol açısından hiç de hedeflediğimiz gibi gerçekleşmedi, hedeflediğimiz gibi gelişmedi. Tabii her şey futbol, amiral gemi futbol ve bu başarıya ulaşılmadıkça arzu ve beklenti daha da arttı. Ve diğer iki alandaki bize göre ciddi mühim başarıların yeterince karşılığı olmadığını hep beraber gördük, bunu da gayet anlayışla karşılıyoruz. Bu anlamda camiamıza hayal kırıklığı yaşattığımız doğrudur. En büyük hayal kırıklığını biz kendimiz yaşadık. Sanki biz üzülmüyoruz, sadece camia üzülüyor gibi bir durum yok, hep beraber bir hayal kırıklığı yaşadık. Bunun için de son derece üzgünüz ve mutsuzuz. Ancak İslam Çupi’nin işaret ettiği gibi, Fenerbahçe’nin adı konmayan büyüklüğü, güçlü ve bağımsız karakterinden gelmektedir. İşte bu karakterimize halel gelmemesi, her derdine kendisi deva derman olan camiamızın dik başını kimselerin eğmemesi için gece gündüz çalıştık. Ezeli rakibimiz yasa dışı bahis hatta karaborsa biletle gelen paraya dahil tenezzül ederken, bu haberlerle anılırken, 100 küsur yıllık formaya illegal bahis sitesinin ismini koyarken Fenerbahçe’nin kasasına bir haram lira dahi sokmadığımız için de kendimizle gurur duyuyoruz. Futbol dışı alanlarda Olimpiyatlarda rakiplerimizin adının bile geçmediği ortamlarda Fenerbahçemizin 9 branşının 8’inin ulusal ve uluslararası rekabette her daim en iyi ve en üst seviyede mücadele veriyor olmasından da gururluyuz. Ancak tekrar söylüyorum; futbolda şampiyonluk olmayınca bu başarıların gururunu doğal olarak yaşayamıyorsunuz.

BİR SORU SORMAMA LÜTFEN MÜSAADE EDİN. SON 10 YILDA ŞAMPİYON OLAN TAKIMLARIN HİÇ Mİ HATALARI YOKTU? BİZE ATFEDİLEN TRANSFER YANLIŞLARI, YATIRIMLAR VS. VS. ONLARDA HİÇ YOK MUYDU? YÖNETİMSEL HİÇBİR EKSİKLİKLERİ YOK MUYDU? HERKES HATALARINA, EKSİKLİKLERİNE RAĞMEN ŞAMPİYON OLABİLİRKEN NE HİKMETSE BİZ OLAMADIK!

Evet, bizim çok hatalarımız olmuş olabilir. Bizim de her kulüp gibi hatalarımız oldu, sadece Fenerbahçe’nin değil. Özeleştiri yapmaktan hiçbir zaman çekinmedik, hiçbir zaman gocunmadık. İlk geldiğimiz dönemlerde en ağır eleştiriler Fenerbahçe TV’de yapılıyordu. Kendi kanalımıza dahi müdahale etmedik. Hepiniz bunu biliyorsunuz. Ancak bir soru sormama lütfen müsaade edin. Son 10 yılda şampiyon olan takımların hiç mi hataları yoktu? Bize atfedilen transfer yanlışları, yatırımlar vs. vs. onlarda hiç yok muydu? Yönetimsel hiçbir eksiklikleri yok muydu? Herkes hatalarına, eksikliklerine rağmen şampiyon olabilirken ne hikmetse biz olamadık! Bizden hep kusursuzluk beklendi. Geçen sezon kusursuz bir sezon geçirdik. Tarihimizin en yüksek puanını aldık. 6 derbinin 4’ünü kazandık, 1’inde berabere kaldık, 1’inde mağlup olduk. Deplasmanda hiç yenilmedik, kusursuza yakın bir performanstı. Bizi durduramayınca rakibimizi iteklediler. Kamuoyu ve basın rakiplerimizin hatlarını hatta şu yeni, son dönemde suçlarını bizimkiler kadar konuşmadı. Hatanın suçtan daha ağır şekilde cezalandırıldığı bir ortamda yine de elimizden gelenin ne iyisini yapmaya çalıştık. Sadece bizim dönem için söylemiyorum, tekrar baktırdım. Ben bunu çok ifade ediyorum, medya tarafından yeterince irdeleniyor mu, bilmiyorum ama şurada baktığım zaman son 10 sene, bu seneyi saymayın toplam puan tablosunda bizim ile Galatasaray arasında 1 puan fark var. Peki, kaç şampiyonluk farkı var? 5! Bunu istatistik diliyle de anlatamazsınız, hayatın olağan akışıyla da aydınlatamazsınız. Arkadaşlarım ‘Oraya çok girmeyin’ diyorlar ama bence en büyük bizim şikayet ettiğimiz tablonun ispatı budur. Son 5 seneye bakarsanız 5 puan öndeyiz ama yine bizde şampiyonluk yok. Dolayısıyla Fenerbahçe Spor Kulübü, sadece benim dönemde demeyelim, son 10 yıldaki dönemde baktığınız zaman başarısız bir grafiği yok. Ama ne hikmetse rakamlar söz konusu Türk futbolu ise gerçekleri anlatmıyor. İzah edilmesi güç bir durum deyip girişimi yapmış olayım.

FENERBAHÇE TARAFTARI İNANIR VE İSTERSE FENERBAHÇE’NİN ÖNÜNDE HİÇBİR GÜÇ DURAMAZ

Taraftarlarımıza, camiamıza seslenmek istiyorum. Evet, sizin de bildiğiniz gibi bu sene oynadığımız bazı maçlarda geçen sene o kadar iyi gitmemize rağmen son maçta, bırakın resmi maçları bu sene her şey yolundayken Zenit ile oynadığımız özel maçta hem de 2-1 öndeyken taraftarlarımızın tepkileri tribünlerden yükseldi. Şimdi bir yere kadar anlayışla serzenişleri karşılıyoruz, takdir de ediyoruz bir noktaya kadar. Taraftarlarımızın duyguları ve beklentileri, bu kulübe inanmaları, takımlarına destekleri Fenerbahçe’nin her daim saha içinde olsun, saha dışında olsun en zor, en güç durumlarda dahi yegane motivasyon kaynağı, yegane gücüdür. Bunu hepimiz biliyoruz, tarih boyunca da ifade ediyoruz. Ancak dengeler değişti. Şöyle bir sezonu bütün bir futbol maçı olarak düşünün! Takım devreye 2-0 mağlup girmiş, koskoca bir ikinci yarı var. İkinci yarıya takımı destekleyerek mi çıkmak mantıklı, akıl karı yoksa protesto edip aşağı çekerek mi? Maçın bitmesine daha 45 dakika var. Şu anda aynı şekildeyiz. Koskoca sezonun bitmesine bir yarı artı bir maç daha var. Kaç kere örneği var; 8 puanda, 9, 11 puanlardan gelip şampiyon olduğumuz. Ama inanmak gerekir. İnanmadan havluyu erken atarak hiçbir şekilde başarı gelmez. Bu negatif ortamda da başarı gelmez. Ancak Fenerbahçe taraftarı inanır ve isterse Fenerbahçe’nin önünde hiçbir güç duramaz. Bunu yaşadık, yakın tarihte de yaşadık. Ancak takımlara inançları azalırsa bugünkü gibi büyük aidiyet duygusuyla ve şampiyonluk özlemiyle ortaya konan tavır ve tepkiler ortaya çıkmaktadır. Bu da ne doğal, en gerçek şeydir. 10 yıllık özlem, doğru! Yaşanan haksızlıklar, ‘Çözülmüyor’ diye görünen sorunlar, göz göre göre yapılan hukuksuzluklar sabrı kalmayan Fenerbahçe taraftarının duygularının öfkeye dönüşmesini sağlamıştır. Anlıyorum, takdir ediyorum dediğim kısmı da budur. Kısacası bu tablo milyonlarca üyesi olan camiayı yıprattı, zorladı, sabırsız bir duruma getirdi. Öyle bir hale geldik ki düşünün ki bu sezon 17 maçta 7 gol, 7 asistle 14 katkı yapmış, geldiğinden beri toplamda hiç maç kaçırmayıp 83 maça çıkmış, 24 gol, 27 asistle 51 gole katkı sağlamış Tadic’i bile tepkilerin hedefi haline gelecek ruh halindeyiz, camia olarak! Bunun kime faydası, kime zararı olduğunu iyi hesaplamamız lazım. Size kelimelerle anlatamayacağım bir duyguyla söylemek istiyorum. Samandıra’da futbolcularımız niye bunu durduramıyorsunuz? Mesut Özil zamanında da bunları yaşamıştık, o da gelmişti. Böyle bir oyuncu dahi olsa tepkiler oyuncuların hepsi etkileniyor. Top almak istemiyor, top almak istemeyen oyuncu odluğu zaman pas verecek alternatifler azalıyor ya da yok oluyor. Ve bunu dibine kadar hissediyorlar, niye bunun önüne geçilmediğini biz yöneticilere soruyorlar. Dolayısıyla taraftarlarımızdan bu durumun takımda yarattığı tahribatı iyi düşünmelerini rica ediyorum. Biz, camiamızdan şahsi destek istemiyoruz. Bireysel her şeyi geçtik çünkü hepimiz –taraftarı, üyesi, sosyal medyada Fenerbahçe yazan, çizen herkes- bir mücadelenin parçası olmuş durumdayız. Camiamızdan ricamız her zaman olduğu gibi bize istediğinizi söyleyin ancak tüm sporcularımıza sadece futbol demiyorum, tüm sporcularımıza, bu armayı taşıyan, çubukluyu giyen herkese destek olmalarıdır. Sahadaki gerçek gücün taraftar olduğunu unutmamaları. Fenerbahçe için ortaya koydukları tepkilerin dozajını ve zamanlamasını biraz daha vicdanlarında ölçüp tartarak vermeleri. Sezon sonuna kadar destekse destek, mücadeleyse mücadele, sabırsa sabır! Bunu istiyoruz. Verip vermemek tabii ki taraftarın kararı. ‘Taraftar her zaman hancı, biz yolcuyuz’ dedik yönetimler olarak, dolayısıyla hancılar karar verecek, kendi evlerinde nasıl bir ortam istiyorlar.

ONCA GÜÇ VE KUVVETLE DIŞARIDAN YIKAMADIKLARI FENERBAHÇEMİZİ İÇERİDEN YIKMAK ÜZERE OLDUKLARINI VE ÇALIŞTIKLARININ FARKINDA MISINIZ? BUGÜN BU BAŞKANA YAPILIR, YARIN BAŞKA BAŞKANA YAPILIR

Taraftarlarımıza şu soruları yöneltmek istiyorum: Bu akşam düşünürken, tribüne ve salonlara gelirken, sosyal medyada burayı etkilemek için çaba içinde olan insanları okurken şunları bir düşünmenizi istiyorum; mabedimiz dediğimiz Kadıköy’ü takımımız için deplasmana mı çevireceğiz, yoksa sonsuz destekle itici güç mü olacağız? Bu tamamen size kalmış bir şey. ‘Yönetim hakkımızı koruyamıyor’ diyen bir kitle var. Ben de şunu sormak istiyorum: Siz tribünde takımımızın hakkını ne kadar koruyorsunuz? Bazı tribünlerde hakemin hata bile diyemeyeceğiniz aleyhte düdüklerine millet çökerken, burada %100 bariz olan pozisyonlarda ne kadar bu tribünler yekvücut reaksiyon verebiliyor? Şu an geldiğimiz nokta itibarıyla maç çeviren, kazandıran taraftar ruhunda olmadığımızın farkında mıyız? Peki, son dönemde tribünlerde verdiğimiz görüntü rakiplerimizin ekmeğine yağ sürmüyor mu? Şunun farkında mısınız; onca güç ve kuvvetle dışarıdan yıkamadıkları Fenerbahçemizi içeriden yıkmak üzere olduklarını ve çalıştıklarının farkında mısınız? Bugün bu başkana yapılır, yarın başka başkana yapılır. Gördük, bazı kulüplerde taraftarla başkan değişikliğinin nelere mal olduğunu gördük. En önemli soru şu olsun istiyorum; taraftarla takımımızın, taraftarla hocamızın biz geçtik yönetimle başkanı, bağlılığını ve bağını kopartmaya çalışan çok aktif ve güçlü bir zihniyet olduğunun farkında değil misiniz, görmüyor musunuz? 3 Temmuz’da camiamızın içinden geçen sözde bazı medya mensupları, bizi tamamen hedef haline getiren sözde Fenerbahçeli bazı medya mensuplarının şu an bizim bazı taraftar gruplarına yön verdiğini, istikamet verdiğini göremiyor musunuz? Belki yaşını çok küçük dönüp bakmanız gerek. O kişilerin neler yazdığını… Kısacası bu işi çözmemiz lazım. Bu kadar negatif ortamda hiçbir başarı gelmez. Karar sizin. Biz, inanmaya, çalışmaya, mücadele etmeye, savaşmaya devam edeceğiz. Hocamıza da takımımıza da inanıyoruz. Oynanan futboldan tatmin olmayabilirsiniz, yeri geldiği zaman bizler de tatmin olmuyoruz. İstatistiklere bakıyorsun bir şey söylüyor, başka yere bakıyorsun başka bir tablo çıkıyor. Ama hepimizin istediği ısıran, basan, dominant, kontrol eden futbolu da istiyorsak sizce bu ortamda mümkün mü? Dolayısıyla bizim takımımızın, sporcularımızın, kaptanlarımızın sizden tek beklediği, tek istediği samimi destekleriniz. Bizim için ne derseniz deyin, ne söylerseniz söyleyin hakkınızdır. Biz oralara karışmayız.

ÖYLE ALGILAR İÇİNDE YAŞIYORUZ Kİ BEN GELDİĞİMDEN BERİ ARKADAŞLARIMA HİÇBİR ZAMAN TRİBÜN MÜHENDİSLİĞİ YAPMADIK. KOMBİNELERE İPTAL ETTİRİYORMUŞUZ! ALGIYA BAKIN!

Taraftar demişken şunu da paylaşmak istiyorum; öyle algılar içinde yaşıyoruz ki ben geldiğimden beri arkadaşlarıma hiçbir zaman tribün mühendisliği yapmadık. Kombinelere iptal ettiriyormuşuz! Algıya bakın! Bu sezon toplam 62 kombine iptal edilmiş, 49’u karaborsa ki karaborsa işin çok çalışıyoruz, ekiplerimiz var. Bu iptal edilenler bizim ekiplerimizle pazarlık yapıp bilet satmaya çalışan karaborsacılar. Diyeceksiniz ki ekipleriniz mi var? Evet, ekiplerimiz var. Her karaborsacıyla aranıyor, pazarlık yapılıyor. Oradan bu kadar yüksek rakam var. Vefat var, görev değişikliği, tayin, ikamet değişikli var, yer beğenmemeden, şikayetten dolayı iki kişi iptal etmiş. Şimdi 4 tane iptal var: Biri, bir taraftarımızın üzerine idrar yapan taraftarımız, öbürü kavga çıkaran bir taraftar, üçüncüsü yabancı madde atan bir taraftar, sonuncusu da yaygarayı koparan ‘Samandıra’yı basalım, tesisleri basalım, kulübü mü futbolcuları mı dövelim’ diyen bir kişinin kombinesi iptal edilmiş. 62 kombineden bahsediyoruz ama o kadar yalanı, iftirayı, algıyı satın almaya hazır bir camia içindeyiz ki şu an, bunlar prim yapıyor, bunu da paylaşmak istedim.

ÜZÜLEREK ŞAHİT OLDUM, O ZAMAN DA, BİRAZ DA BU DÖNEMDE CAMİAMIZIN BİR KISMI GEÇEN YIL YAPTIĞIMIZ KONGRENİN BOŞA GİTTİĞİNİ SÖYLESE DE BU TARİHTEN İTİBAREN TÜRK FUTBOLUNDA YAŞANANLAR, DEĞİŞİMLER ASLINDA CAMİAMIZIN O GÜNKÜ DURUŞUNUN NE KADAR ETKİLİ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR

Gelelim Türkiye Kupası’na! Aslında Türkiye Kupası’ndan çok daha önemli bir noktadayız. Hepinizin bildiği gibi geçen sezon 17 Mart günü Trabzonspor ile oynadığımız maçta hem maç sırasında hem de sonundaki linç girişimi Fenerbahçe camiası için bardağı taşıran son nokta olmuş ve 2 Nisan Olağanüstü Genel Kurul sürecinin fitilini ateşlemiştir. Dolayısıyla 2 Nisan sürecini getiren olaylar Trabzon bardağı taşıran damla, oradan dolayı yapıyoruz demiyorum. Ve Genel Kurulumuzda alınan kararlar hepinizin malumudur. Üzülerek şahit oldum, o zaman da, biraz da bu dönemde camiamızın bir kısmı geçen yıl yaptığımız kongrenin boşa gittiğini söylese de bu tarihten itibaren Türk futbolunda yaşananlar, değişimler aslında camiamızın o günkü duruşunun ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bugün içinde bulunduğumuz durum ilmek ilmek, 90’ların sonunda dizayn edilmeye başlanmış, malum örgütün Türkiye’yi hakim olduğu dönemde güçlenerek ve aleni bir şekilde ilerlemiş bir yapıdan bahsediyoruz, bir düzenden, bir futbol ortamından bahsediyoruz. Biz, bunun mücadelesini veriyoruz. Bir günde, bir federasyon değişikliğiyle, üç tane adımla bu iş değişmez. Bu, sadece Fenerbahçe’nin de sorunu değil, bu herkesin sorunu. Bu ortamı mı Türki insanına reva görüyoruz? Bu futbol ortamını mı? Ama mücadeleyi biz veriyoruz. Biraz sonra açıklayacağım artık işler değişti, farkındalık artıyor, başka kulüpler topa giriyor, başka hocalar konuşmaya başladı. Bununla ilgili siz medya mensuplarına bir iki sözüm var. Sizin ki aslında biraz da Titanik batarken orkestranın çalmaya devam etmesi gibi. Futbol batıyor, sizler hiçbir şey olmamış gibi takip ediyorsunuz.

‘TARİHİN EN KİRLİ FEDERASYONU, BAŞKANI VE KURULLARI DERHAL İSTİFA ETMELİ’ DİYEN, ‘İMZA VERECEĞİM’ DEYİP DE VERMEYİP MAÇA İKİ SAAT KALA URFA’DA DÖNEMİN FEDERASYON BAŞKANIYLA BULUŞUP SAYIN BÜYÜKEKŞİ’NİN BAŞKANLIĞININ DEVAM ETMESİ İÇİN STRATEJİ KURAN BAŞKAN KİMDİ? SAYIN DURSUN ÖZBEK!

Şimdi bu tarihten sonra neler oldu? Bir bakalım, bir konuşalım: Aynı tarihte Kulüpler Birliği Vakfı’ndan mevcut federasyonun değişimi için imza toplandı. Sonra Süper Kupa maçı. Biz oraya buradan aldığımız yetkiyle Türkiye Kupası’na katılıp katılmama opsiyonumuzu elimizde tutmak için istemeye istemeye U19 Takımıyla iki dakika sahaya çıktık. Orada yaşanan, dünya basınında ses getiren bu hamlemiz aslında değişim fitilini ateşleyen en önemli şeylerden biriydi. Hatırlıyor musunuz; meşhur bir kundura fabrikasında bir toplantı oldu değil mi? ‘Tarihin en kirli federasyonu, başkanı ve kurulları derhal istifa etmeli’ diyen, ‘İmza vereceğim’ deyip de vermeyip maça iki saat kala Urfa’da dönemin federasyon başkanıyla buluşup Sayın Büyükekşi’nin başkanlığının devam etmesi için strateji kuran başkan kimdi? Sayın Dursun Özbek! Kendisi böyle bir toplantı yapabiliyor ama olmayan bir toplantı üzerinden mevcut federasyon başkanını yalılarda gizli gizli bizlerle buluşmakla iftira atıyor. Yok efendim bana ‘televizyona katılalım’ demiş, ben kabul etmemişim, ‘Gündemi o belirleyecekmiş’ diyor. Biz de külliyen yalan diyoruz. Türkiye’nin en önemli kurumlarının başındaki iki kişiden biri gözünüzün içinde baka baka yalan söylüyor ve siz bunu araştırmıyorsunuz, ilgilenmiyorsunuz, haber değeri olarak görmüyorsunuz. Biz, milyonları etkileyen konumda olan insanlarız. Ya ben külliyen yalan söylüyorum ya karşımdaki bey.

18 TEMMUZ’DA YAPILAN SEÇİMLERDE HERKESİN KAZANACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜ, BANA GÖRE TARİHİN EN TARAFLI BAŞKANLARINDAN BİRİ OLAN BÜYÜKEKŞİ’NİN FEDERASYONU DOĞAL, ORGANİK BİR ŞEKİLDE TEPKİLERDEN OLUŞAN ADI KONMAMIŞ BİR KOALİSYON TARAFINDAN TÜRK FUTBOLUNDAN UZAKLAŞTIRILDI, İNŞALLAH BİR DAHA DA GELMEMEK ÜZERE

2 Nisan’dan sonra olanlara devam edelim; 12 Nisan tarihinde TFF tarafından yabancı VAR hakemi uygulanmasına geçilmesi kararlaştırıldı. Önemli bir hamleydi. Eksikti çünkü her takıma yapılmamıştı. 18 Temmuz’da yapılan seçimlerde herkesin kazanacağını düşündüğü, bana göre tarihin en taraflı başkanlarından biri olan Büyükekşi’nin federasyonu doğal, organik bir şekilde tepkilerden oluşan adı konmamış bir koalisyon tarafından Türk futbolundan uzaklaştırıldı, inşallah bir daha da gelmemek üzere. Yeni bir federasyon seçildi. 18 sene sonra malum örgütün unsurları olmayan bir federasyon göreve geldi. Bunu şimdi yanlış yere çekmeyin. ‘Öbür federasyonun hepsi öyleydi’ demiyorum ama içinde o unsurlar vardı, o unsurlara yakın insanlar da söz sahibi yönetim kurulu üyeleriydi. İlk defa böyle bir kadro geldi. Yeni yönetimle beraber kurullar değişti. MHK değişti ki her federasyonda bu olur. Ama önemli olan şaibeli görünen pek çok hakem ve gözlemci değiştirildi. İnanıyorum ki değiştirilmeye de devam edecek. Genç hakemlere fırsat tanındı. İstenilen sonuç alınamıyor şu an belki ama bu genç hakemlerden alınamamasının sebeplerinden bir tanesi VAR’daki insanların da VAR teknolojisini nasıl kullandığındandır. TFF önümüzdeki sezon Süper Lig ve 1. Lig hakem müessesesini veya hakem işlerini MHK ve Kulüplerin beraber ortak kuracağı bir şirkete devretmek üzere bir model önerdi. Tek tip sözleşme söz konusu ki çok çok önemlidir. Çünkü o sözleşmenin içinde maaş, imza parası, imaj hakları, sponsorluk… ne varsa onun içinde olmak durumunda. Sen 10-12 milyona adam oynayıp SPK’ya ‘4,5 milyona oynatıyorum’ artık diyemeyeceksin, devletin vergisini kaçıramayacaksın, TFF’nin harcama limitlerini aldatamayacaksın! Beni en çok heyecanlandıran konunun başında gelen bu tek tip sözleşmedir. Tekerleği yeniden icat etmemize gerek yok. Dünyadaki kurallar bakın nasıl işliyor, cezalar nasıl veriliyor. Bu da o istikamette bu federasyonun önemli bir adımıdır. Şimdi de bugün tam bize göre muallak da olsa ikinci yarı Yabancı VAR kullanılacağı söyleniyor. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak şunu söylemek istiyorum; memnuniyetle karşıladık, muallak anlamadık, ‘Bir süre için’ demek ikinci yarı için demek? ‘Bir süre için’ demek ikinci yarının birkaç haftası için mi demek? Şunu net bir şekilde söylemeliyim: Yabancı VAR bütün maçlarda uygulanmayacaksa biz çekiliriz, desteklemeyiz. Çünkü en büyük fahiş hatalar Anadolu maçlarında oluyor. Televizyonlar göstermediği için oraya odaklanamıyoruz. Siz zannediyor musunuz ki tesadüf, geçen sene düşen dört takımda Büyükekşi’ye karşı imza veren 4 takım olması sizce bir tesadüf mü?

YABANCI VAR İKİNCİ YARININ TÜMÜNDE VE TÜM MAÇLARDA OLMALI

Siz zannediyor musunuz ki tesadüf… Geçen sene düşen dört takımın da Büyükekşi’ye karşı imza veren dört takım olması sizce tesadüf mü? Dolayısıyla net söylüyorum; ikinci yarının tümünde olmalı ve tüm maçlarda olmalı. Şampiyonluk maçları, küme maçları… Yok öyle. Küçüklüğümden beri ‘mecburi hizmet’ lafına sinir olmuşumdur. Sanki doğuda oturan vatandaş Türk vatandaşı değil, oraya giden kamu görevlisi mecburen gidecek. Bu da onun gibi. Onların maçı sanki önemli değilmiş gibi. Olmaz. Tüm maçlarda olması lazım.

ARTIK HAKSIZLIĞA UĞRAYAN TAKIMLARIN YÖNETİCİLERİ, BAŞKANLARI, HOCALARI İSYANKÂR AÇIKLAMALAR VE İTİRAFLARDA BULUNUYORLAR

2 Nisan’dan beri en büyük değişikliklerden biri şu; Türk futbolunda yaşanan adaletsizlik ve rezilliklerle ilgili ciddi bir kamuoyu bilinci oluştu. Artık haksızlığa uğrayan takımların yöneticileri, başkanları, hocaları isyankâr açıklamalar ve itiraflarda bulunuyorlar. Son 1 haftada Göztepe, Sergen Yalçın, Çağdaş Atan, bugün Şansal Bey’in yazısı, dün Mehmet Aslan’ın yazısı, Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un Galatasaray derbisinden sonraki açıklamaları… İnsanlar artık konuşmaya başladı. İnsanlar farkında. Bunun böyle gitmeyeceğinin de farkındalar.

NİYE SADECE FENERBAHÇE BAHİS İŞİYLE UĞRAŞIYOR? DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Siz merak ediyor musunuz niye sadece Fenerbahçe bahis işiyle uğraşıyor? Düşündünüz mü? Koca illegal sektör. Mafyası var, çetesi var, her şeyi var. Bunun üstüne gitmek Fenerbahçe’ye mi kaldı? Hiç soruyor musunuz? Birkaç gazeteciye sordum, ‘Hiç öyle düşünmedik.’ diyor. Biz bunları gündeme getirdikten sonra operasyonlar başladı. Bugün gazetede bir haber gördüm. Son iki ayda kamuoyuna mâl olmuş 40 ayrı insan illegal bahis reklamı yapıyor diye gözaltına alınmış.

AYRICALIĞA ALIŞANLAR, EŞİTSİZ ŞARTLARDA REKABET ETMEYİ SEVENLER ADİL REKABET ORTAMINI ENGELLEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPARLAR

Umudumuzu arttırıyor çünkü bir yere kadar gizli kalır, bir yere kadar saklı kalır, insanlar göz ardı ederler ama bir yerden sonra iş patlar. Şimdi patlama aşamasındayız. Ayrıcalığa alışanlar, eşitsiz şartlarda rekabet etmeyi sevenler adil rekabet ortamını engellemek için her şeyi yaparlar. Bugün Fotomaç’ta bir yazı var, yok efendim biz yabancı hakem istemişiz de Fenerbahçe istememiş. Galatasaray’ın Genel Sekreteri bunu söyledi mi bilmiyorum. Haberi söylüyorum. Bu nasıl bir haber biliyor musunuz? Herkes aptal, kendisi akıllı… ‘Benim kavgam Türk futboluna herkes için adaleti getirmek içindir.’ –Türkçesi de bozuk ama neyse- Dursun Bey’in açıklaması. Bu ne kadar Türk spor tarihinin en büyük yalanlarından biriyse bugün Fotomaç’taki haber de bizim için aynı değerdedir.

SERGEN YALÇIN’IN AÇIKLAMALARI HAKKINDA

Sergen Yalçın önemli açıklamalarda bulundu. Sergen’i nasıl bilirsiniz? Özü sözü bir, dürüst, cesur, düşündüğünü söyleyen insan olarak bilirsiniz değil mi? ‘Hakemlerden şikayet edecek en son camia Galatasaray’dır. Aleyhlerinde hiçbir şey olmuyor.’ diyor. Bu adam Türkiye’nin önemli hocalarından. Şu an bir görevi yok. Yarın Galatasaray’ın da başına geçebilir, millî takımın da başına geçebilir. Herkes bu açıklamayı yapamaz. Hele bir trol ordusunun hedefine konulacak militan seviyeli gazetecilerin ağızlarına çiklet olacak diye bir sürü insan bu işlerden uzak durur. Söylemiş. ‘O yüzden televizyona çıkıp hakemlere karşı konuşmasınlar, hakemlere teşekkür etsinler. Göztepe’nin hakkı yenildi, penaltısı yenildi.’ diyor. Daha enteresan bir şey var. Kusursuz bitirdiğimiz bir sezon, 99 puan. Fenerbahçe tarihte bu puana yaklaşmamış: İki puanla şampiyonluk kaybetmiş. Diyor ki, ‘Geçen sene Antalyaspor’dayken Galatasaray maçımız vardı, 2-1 yenildik.’ Neler olduğunu hatırlarsınız, hakkı yenmişti Antalyaspor’un o maçta. ‘Aynı hakem 6-7 hafta sonra Antalya’ya geldi maçı kazandık. Hakem, Galatasaray maçını telafi ettik dedi. Böyle şey olur mu? Kendi söyledi. Ayıp değil mi?’ demiş. Hepiniz biliyorsunuz. Bu nedir sizce? 2 puan farkla şampiyonluk bir yerden bir yere geçmiş. Dünyada yer yerinden oynar. Başka ülkede olsa küçük çaplı deprem olur. Kim bunu araştıracak, soruşturacak? Arkadaş dedi ki, ‘Etik Komiteyi çağırttıralım, gelsin orada da söylesin.’ Ne etik komitesi, savcılık. Bu şike. Hakem kimdi? Abdülkadir Bitigen. Kim Abdulkadir Bitigen? Geçen sene Zoom’la yapılan hakemler eğitiminde VAR’a çağırılıp penaltıyı veren. ‘Bana göre penaltı yoktu, hafif dokunma var’ deyip penaltı olmadığını itiraf eden. VAR’daki adama sorulduğu zaman ‘Hala ruh halimi bilmiyorum, niye yaptım, değil’ diyen… Ne oldu? Şampiyonluk gitti.

GÖZTEPE’NİN GALATASARAY MAÇI SONRASI YAPTIĞI AÇIKLAMALAR

Gemi batıyor siz seyrediyorsunuz. Ama çok şükür ki artık tüm takımların canına tak etti bu iş. Göztepe’nin açıklaması olağanüstü bir açıklama. Bir kısmını okuyorum; ‘… Süper Lig’de hakemler eliyle yenen haklar tüm Türkiye’nin gözü önünde yaşanırken kamuoyu vicdanı derin yaralar almaktadır. Elbette Türk hakemleri bizim vazgeçilmezimizdir ancak hakemlerin üzerindeki baskıyla, oynanan her türlü oyunla maçları idare edebilecek imkânları kalmamış ve yoldan çıkılmıştır…’ Mesela Abdulkadir Bitigen’le Sergen hoca arasındaki konuşma yoldan çıkmış bir konuşma değil midir? ‘… Kimin şampiyon olacağı, kimin kupa alacağı, kimin düşeceği artık yeşil sahalarda oynanaN futbol yerine hakemlerin belirlendiği bir lig haline gelmiştir…’ Bunu ben söylemiyorum. Türkiye’nin ilk yabancı başkanı olan takım söylüyor bunu. Premier League’de de takımı var. ‘… O nedenle geçici olarak yabancı hakemlik sistemi ivedilikle kurulması şarttır. Bu sistem kurulduğunda amaç sadece Türk futbolunu rahatlatmak değil, Türk hakem kardeşlerimize sağlıklı … Dünkü maçta sürekli aleyhimize gerçek olmayan fauller verilirken karşı tarafın yaptığı faullerin bile bizim hanemize yazılması kör gözleri bile ağlatmıştır…’ Bu çok tarihi bir açıklama. Sergen hocanın yaptığı tarihi açıklama gibi. ‘… Maçın 42. dakikasında Göztepe’ye faul verilmemesi tarihe geçmiştir…’ Mesela ben genç bir gazeteci olsam hemen araştırırım; Türkiye’de bu sezon 42 dakika bir maçta bir takımın faul olmadığı kaç maç var? Yerinizde olsam hemen araştırırım. ‘… Sağlıklı bir spor kamuoyunda bir kişinin bile itiraz edemeyeceği üzere maç bitimine yakın bin değişik açıdan incelense, uzaydan bile bakılsa açıkça görünen ve lehimize verilmesi gereken penaltının hakem tarafından verilmemesi. Daha da çarpıcı olanı, VAR’ın bile çağırmaması Süper Lig’de hak yenilmesi açısından korkutucudur…’ Bunlar bizim için umut veren gelişmeler arkadaşlar. Sivas kızıyor ofsaytımsı. Birkaç sene evvel Rize, şimdi Göztepe… Niye kızılan maçların öznesi Galatasaray? Merak ettiniz mi? Ben merak ediyorum. Olağan bir akışta hatalar kötü niyetli değilse, yapı falan yoksa eşit dağılır. İstatistikte böyledir.

Size bugüne kadar Titanik filmindeki gibi gemi batarken çalan orkestra benzetmesini yapmıştım. Sizler de tüm yaşananları bilmenize rağmen sessiz kalarak bu düzenin devam etmesine zemin yaratan medyamızdı. Artık çok daha sık ve gür sesle cesur arkadaşlarımız bu gidişatın gidişat olmadığını, böyle devam edemeyeceğini açık ve net şekilde ifade etmektedirler.

Her şeyden önemlisi yeni federasyon başkanımız göreve gelir gelmez ne dedi? Az ve yalın konuştu: ‘Biz adil ve adaletli olacağız.’ Hatta ‘Kimsesizlerin federasyonu olacağız’ gibi bir şey de söylemişti. VAR’daki hakemin insani hata yapmasını kabul etmiyorum. ‘Sahadaki yapar’ diyor ama ‘VAR’dakini kabul etmiyorum’ söylemleriyle bize umut vadetmiştir. Dolayısıyla 2 Nisan Genel Kurulundaki duruş ve tavrımızın ne kadar doğru ve etkili olduğunu son dönemde yaşananlardan bugün net bir şekilde görüyoruz. Bunu da camiamıza hatırlatma ihtiyacı duydum.

Hatırlarsanız birçok kez Türk futbolunun toplumumuzu ayrıştırmasının sıkıntı olduğunu, illegal bahis sektörünün burada deli gibi büyüdüğünü, alt liglerde şike olduğunu, hukuksuzluk olduğunu, tribün olaylarına değinerek ülkemiz açısından futbolun artık bir bekâ sorun u olduğuna değinmiştim. Hiç mi devlette otorite yok bu gidişatı görüp de el koymayacak, hamle yapmayacak, araştırmayacak? Yok mu? Bu sarmaldan çıkmak için yol haritası bellidir. Bazılarının dediği gibi Amerika’yı yeniden keşfetmeye, bazılarının da dediği gibi tekerleği yeniden icat etmeye gerek yoktur. Neye gerek vardır? Niyet, cesaret, irade. Liyakat bile demiyorum. Bu üçü olunca liyakat de olur. Geldiğimiz nokta itibarıyla Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminin bu niteliklere sahip olduklarına inandığımız için Türk futbolu adına başarılı olmalarını istiyoruz. ‘Bizim oy vermediğimiz federasyon’ diyor ya çıkıp. Biz oy verdik, onlar vermedi. Niye onları destekliyorsun imajı yaratıyor. Onu değil, bizi destekle demek istiyor. Kime verdiği de belli değil. Net olan bir şey, böyle bir şey yaşasaydım utanırdım. Herkesin gözü önünde kaybeden başkanın Dursun Özbek’e dönüp ‘Bizi sattın.’ demesi. Allah inşallah bizi o günlere düşürmesin.

Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen sahadaki adaletsizliğin ve özellikle bir takımın ayrıcalıklı muamele görmesini hakemler üzerinden bu sezon da devam ediyor olmasını üzüntüyle takip ettik, yaşıyoruz, devam etmektedir. Bugün açıklanan ikinci yarıda VAR sistemine geçiş kararı keşke sezon başından itibaren geçen sezon olduğu gibi devam etseydi bu kadar tartışma ortamı olmazdı, koskoca bir yarım sezonu kaybetmezdi, daha da önemlisi federasyonumuz bu kadar yıpranmazdı.

FUTBOLU BİLEN ELİN YABANCISINA MAHKÛM OLMAK İSTEMİYORUZ AMA FUTBOLA YABANCI OLAN TÜRK HAKEMLERİNE DE MAHKÛM OLMAK İSTEMİYORUZ

2 Kasım 2024’te YDK toplantımızda bir konuşma yapmıştım ve ikaz etmiştim. ‘Şu anda içeriden yapılan hamlelerle yapı tarafından operasyona uğruyorsunuz Sayın Başkan’ demiştim hatırlarsanız. TFF’nin bugünkü kararını bir nebze geç de olsa gerçekleri gördüğünün işareti olarak algılıyoruz. Bir uyarı daha yapmak istiyorum. Geldiğimiz nokta itibarıyla başkanımız millî duygularla Türk hakem müessesesinin ayağa kalkmasını istiyor. Onun için mücadele etti ve gördü bu şekilde olmayacağını. İleride de ne yapmak istediğini bugünkü açıklamalarında ifade etti. Biz de futbolu bilen elin yabancısına mahkûm olmak istemiyoruz ama futbola yabancı olan Türk hakemlerine de mahkûm olmak istemiyoruz.

VAR’IN MÜDAHALE EDEMEYECEĞİ POZİSYONLARDAKİ HAKEM KARARLARI

Şu anki uyarımı tekrar ediyorum. Sayın Acun Ilıcalı’nın kusursuz cinayet olarak tariflediği VAR’ın müdahale edemeyeceği pozisyonlardaki hakem kararları. Özellikle sarı kartlarda bu geçerlidir. Lütfen ikinci yarıyı iyi izleyin, iyi takip edin ve sahada operasyon yapılmasına fırsat vermeyin. Yapılmaya devam ettiğini düşünüyorsanız da önümüzdeki sezon için sahada yabancı alternatifini önümüzdeki 4-5 ay bu danışma kurulunun düşünmesi gerekir çünkü 35-40, -net bir rakam vermiyorum çünkü otoritelerin söylediği aralık- rakibimize sezonun bu haftasına kadar 35-40 sarı kart çıkarılmaması otoritelerin söylediği rakamdır. Göztepe maçında adamın gözünün içine baka baka neler yapıyor oyuncu, kart almıyor. Benim oyuncum kafa yiyor, yere düşüyor, karşı oyuncu kırmızıyla atılacakken iki oyuncuya sarı veriliyor. Veya Hatay maçında ne kadar Fenerbahçe’ye kart verildiğini düşünün. Dolayısıyla bu konuda önlem alınmayacaksa saha içerisinde yabancı hakem uygulamasını her zaman düşünmemiz gerekmektedir. Hazırlıklı olmalıyız. İnanın adaleti sağladığımız zaman bir sürü olay zincirleme düzelecek Türk futbolunda. Marka değerinden ekonomisinden tribünlerin dolu olmasına, sponsorların daha iştahlı olmasına kadar.

2 NİSAN’DAN BERİ GELİŞMELERİ DİKKATE ALARAK ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI’NA KATILMA KARARIMIZI VERİYORUZ

Bugün geldiğimiz noktada atılan olumlu adımlar karşısında atılan olumlu adımlar karşısında yıkıcı olmaktansa yapıcı olmayı tercih ediyoruz. Bununla beraber gerek camiamızın, özellikle son bir haftada bize gelen mesajlar, maillerde ve Teknik Direktörümüz ve futbolcularımızın ısrarlı bir şekilde bize bu konuda telkinde bulunmalarından dolayı bunların hepsini, dikkate alarak, 2 Nisan’dan beri gelişmeleri dikkate alarak Türkiye Kupası’na katılma kararımızı veriyoruz. U19’la değil, hocamızın uygun göreceği bir kadroyla. ‘Niye böyle yapıyoruz, haksızlık bitmedi’ diyen camia mensuplarını da anlayışla karşılıyorum ama inanın pozitif anlamda birçok adım atıldı. İş korktuğunuz gibi terse dönerse her zaman çekilme hakkımız vardır, bunu da bilin. 2 Nisan bu sahada yapılan kongre belki yollar sonra Türk futbol tarihine çok farklı bir şekilde girecektir. Yarın maçımızı oynayacağız, sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz.

SORU-CEVAP

Başkanımız yaptığı açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“Camianın ruh halini anlatmaya çalıştım. İş o kadar sirayet etmiş ki… Bugün camiamızın Sergen Yalçın’ın açıklamalarını konuşması gerekiyor. Medyada bunun konuşulması gerekiyor. Göztepe maçında Göztepe’ye yapılan haksızlıkları konuşmak gerekirken bizim Hatay maçındaki tribünlerdeki olaylar konuşuluyor. Bunu camiaya söylüyorum. Biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Biraz evvel saydıklarım senin açından Türk futbolunda ciddi değişiklikler değil mi? Bir şeyler oluyor değil mi? MHK üyesi tokatlama ve başka bir MHK üyesinin bahis oynama konusunda bilgi sahibi değilim ama bu ciddi bir iddia. Zaten MHK üyesi bahis oynayacak seviyeye geldiyse vay halimize.”

“Hocamız dün geldi bize bir sunum yaptı. Normalde iki, üç yöneticiyle muhatap. Hepimizin kendi alanlarında sorumlulukları var. Kendi felsefesini bir daha anlattı. Taraftarı anlıyorum. Taraftarın bazı serzenişlerini ben de hocaya soru olarak soruyorum. Hocanın kendine has bir oynama sistemi var. Hatırlıyor musunuz ‘Aykut Kocaman en kötü hoca, ofansif değil, defansif’ falan diyorlardı, o yıl Fenerbahçe en çok gol atan takımdı. Savunmayı çok kötü yapıyor denen Mourinho da bugün en az gol yiyen hoca. Ama o dominant futbol, ilk yarıda maçı koparma, yeri geldiğinde rakibe göz açtırmama noktasına daha taraftarımızın beklentisi doğrultusunda tam gelemedik. Ama biz artık istikrar yakalamalıyız. Biz olalım, olmayalım bu hoca devam etmeli. İkinci sene de devam etmeli. Fenerbahçe bu alanda istikrar yakalayamadı. Yaptığımız hatalardan biri budur. Diğeri ise iletişim konusunda. Bu kadar meydan boş. Ama biz içimiz, dışımız bir olduğu için yan yollara sapmayı bilmiyoruz. Belki sapmamız gerekirdi. Oynanan futbol konusunda memnun olmamaları da bu öfkeyi bir nebze olsun yükseltiyor. Ama Allah’ın izniyle doğru bildiğimize devam edip 3-4 transferle… 3 yabancı yerimiz var. 3 olmazsa olmaz ihtiyacımız var; iki stoper, biri sol bek. Ondan sonra kafamızda başka nokta atışları da var, onun da elimizdeki oyuncuların çıkmasıyla paralel bağlantısı var. Biz takdir edersiniz ki bir şey imzalamadan açıklama yapmadık, yapmayacağız. Yapsak bedeli var mı? Sizler sorgulamadığınız için… Bir sürü transferin yapılacağı, bittiği, yola çıktığı falan söyleniyor. Bizimle ilgili 10 isim geçiyorsa 8’iyle uzaktan yakından alakamız yok. Ama biz iş bitmeden, ıslak imzayı görmeden söylemiyoruz. Hocamıza inanıyoruz, takımımıza inanıyoruz. Ne olursa olsun, fark artsa da sonuna kadar gideceğiz. Bu devre arasında da eksiklerimizi tamamlamamız lazım. Eksiklik iki türlü olur; tatmin olmazsın, güçlendirmek istersin. O var. Ama aynı zamanda iki çok önemli oyuncumuz sezonu kapattılar; Jayden ile Becao. O departmanda da çok şanslı değiliz ne yazık ki. Yapacağız. Bu bir fırsattır. Yapacağımız transferlerin bir kısmı size maliyetli de gelebilir. Normal şartlarda devre arasında bu kadar büyük yatırım da yapmayabiliriz. ‘Bu nereden çıktı?’ diyebilirsiniz. Bize bu cesareti veren Yönetim Kurulu. Biz bu Yönetim Kurulunu finansal açıdan çok güçlü olmak için oluşturduk. Ben onlardan daha temkinliyim. Onların da taahhüdü, ‘gelirimizde ciddi bir sapma olursa yönetim olarak bunu karşılayacağız.’

“Sivas maçında hakem hatasıyla ilgili biz sesimizi çıkartmadık ve taraftarımız kızdı bize. Niye sesimizi çıkartmadık? Çünkü niyet sorgulamadık. Hataydı. Pahalıya mâl oldu. Sivas son dönemde bize çok pahalıya mâl oldu. 3 sene evvel burada bir maçı kaybettik, şampiyon olamadık. Sorgulamadık çünkü biz inanıyoruz ki niyet adilse insan hataları da eşit dağılır. Çözüm mü? Kesinlikle değil. Şimdi bu sarı kartların bu dönemde çok esprisi olmasa da mart geldiği zaman birikiyor bunlar. Bir takım 3 senede kendi sahasında kırmızı kart yemez mi? Ona karşı oynayan takımlar, mesela bize geldikleri zaman daha sert oynuyorlar çünkü biliyorlar burada kart görmek zor. Orada dikkat ediyorlar çünkü kartlar çıkıyor. Aynı zamanda çok temkinli oynuyorlar çünkü sert oynamaya müsaade ediliyor. Rakip temkinli. Galatasaray’ın oyuncuları rahatlar çünkü kolay kart almayacaklarını biliyorlar. Neydi o rezalet Barış Alper’in ki… Bu federasyon ne dedi? Bunlar da çok kötü. O kadar milleti baskı altına alarak hedefe ulaşmaya alışmışlar ki… Baskıyı koyuyorlar. Bu sefer herhalde o kadar tutmayacak gibi gözüküyor ki başkalarını araya sokuyorlar. Çok talihsiz bir hareket oldu. Kart verilmedi, VAR’a çağırıldı, yine kart verilmedi. Benim de o pozisyonda içim acıdı. Bizim futbolcuya daha yeni oldu Szymanski’ye, Osayi’ye oldu hiçbir şey olmadı. Neyse. Biz hayatımızda görmediğimiz bir şey gördük. Federasyon başkanı açıklama yaptı, televizyonlara bağlandı. MHK başkanı başka televizyona bağlandı. Hatta MHK başkanı dedi ki, ‘Bu arkadaşı araştırırken hiç olmayan bir prosedür uygulayacağız.’ dedi. Bunu yanlış yaptılar diye söylemiyorum. Şikayet ediyorlar ya. Yine özel muamele onlara. Geçen sene de bir maçtan sonra yine Büyükekşi ya da MHK başkanı daha o hafta bitmeden Galatasaray maçındaki hakemi hedef aldılar. Bu niye onlara oluyor? Yabancı VAR en azından doğru istikamette büyük bir adım. Ama dediğim gibi sahadaki diğer operasyonun VAR’ın bakamadığı yerlerde kötü niyet varsa uygulanacaktır, burada federasyonun çok dikkatli olması gerekmektedir. Kesinlikle kafamızda hiçbir şekilde saha hakemi yabancı olmayacak bugünden demesin federasyon. Gidişata bakalım. Ona da ihtiyaç duyulabilir. Bu çok daha büyük bir operasyon. VAR hakemi dediğin zaman cuma, cumartesi, pazar, pazartesi ikişer maç yapabilir. Çok daha az insana ihtiyacın var, çok daha az insanın seyahatine ihtiyacın var. Çok daha az konaklama vs… Hem operasyon açısından hem mali açıdan daha olabilecek bir şey. Öteki çok daha zor ve maliyetli bir operasyon. İnanın federasyon buna karar versin, Türk toplumunu bu kadar ayrıştıran futbola adalet gelecekse buna sponsor rahat bulunur. Hem de göğsünü gere gere. İşin para tarafına bakmamak lazım, lojistik tarafına bakmak lazım.”

“Yarın maçın oynanacağından futbolcularımızın haberi şu andan itibaren var. Unutmamak lazım, kaç haftadır perşembe maçlarımız var. Bizim bütün çalışma programları buna göre. Hocayı da dün çağırdık, ‘böyle olursa böyle, böyle olursa böyle’ dedik. Bugün yabancı VAR kararı çıkmasaydı biz yarın katılmayacaktık. ‘Yabancı VAR kararı çıkacak, haftaya açıklayacağız’ deseler de biz katılmayacaktık. Daha bitmedi. Oradan ayıklanması gereken insanlar var. Daha çok işimiz var. Bunlar küçük adımlar ama hepsi doğru istikamette. Çaycı alırken bile o sisteme göre alınıyordu federasyona daha düne kadar.”

“Yabancı VAR kararı çıkacak biz haftaya açıklayacağız deselerdi biz yine katılmayacaktık. Ve daha bitmedi orada ayıklanması gereken insanlar var. Daha çok işimiz var, bunlar küçük küçük adımlar ama hepsi doğru istikamette. Federasyona çaycı alınırken bile o sisteme göre alınıyordu, çaycı ya.”

“Geçenlerde Kulüpler Birliği olarak toplandık, 15 kulüp, 2 kulübün vekaleti bendeydi 17 kulüptük, kulüplerin seçimleri olduğu katılamadılar. Yeni ulaşmak istedikleri formatı anlattılar. Orada istisnasız bütün kulüpler bütün maçlarda ve bütün haftalarda olacak şekilde yabancı VAR istediler. Bence bu ciddi bir uyanış. Siyasete endeksli bir başkansan ki bu çok yapıldı siyasetin haberi olmadan ‘Ankara böyle istiyor diye’ birçok kulübün üstünde hâkimiyet kuruluyor. Ankara’nın haberi yok. Belki dünkü dönem olsa ‘aman yabancı VAR istenmiyor, siz sakın desteklemeyin’ diyeceklerdi, dedirteceklerdi belki. Bugün, Büyükekşi’ye imza vermeyen kulüpler ne zulüm yaşıyor biliyor musun? Anlatamıyorum detaylarını, hala devam ediyor bu ne intikammış.”

“Cam tavan kırılmadı daha çok yolu var. Cam tavanın kırılması Fenerbahçe’ye yarayacak şekilde soruyorsun haklı olarak çünkü en çok cezayı biz çekiyoruz. Herkese yarayacak. Ne dedi hoca (Jose Mourinho) ‘bu sizin liginiz, sizin ülkeniz. Ben bugün varım, yarım yokum. Siz bunu mu istiyorsunuz, çocuğuna çoluğuna bu futbolu mu reva görüyorsun’ dedi. Bunun altında çok önemli mesaj var. O yüzden bizim şampiyonluk şansımız vardır, zorlaştırdık mı? Evet zorlaştı. 1-2 maç 10-12’ye de çıkabilir ama biz havlu mu atacağız, sonuna kadar savaşacağız, inanıyoruz. Yeter ki şu 10 senedir en tepede 1 puan farkla yer alıp da şampiyon olamamış bir takım, diğeri 5 kere şampiyon olmuş bir takımı sağlayan zihniyet neyse başka yöntemler bulmasın, biz sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz. Ne yazıktır şu anlattığım saha içi ve saha dışı mücadeleyi camiamızın bir kısmının eksik vermesi bizi zayıflatıyor. Biz inandığımız yolda devam edeceğiz. Hoca nezdinde de bizim ömrümüz yeterse onunla da devam edeceğiz. Getirdiğimiz adamların kaliteleri ortada ama bizim ülke kimleri çer çöp yaptı? Nurlar içerisinde yatsın Aragones’e neler yaptık?”

“Bahisle başlayalım ne dedim biraz evvel, 40 kişi son 2 ayda gözaltına alındı. Bunlardan birkaç tanesi hepimizin evine mal olmuş insanlar. Hem de apar topar sabahın beşinde alındılar, bir telefon etsen, gelecek insanlar. Sonra bir takım çıktı 85 milyonun gözünün içine soktu, şanlı formasına bu ismi koydu. Bizim bir toplantı olmuştu 4 başkan federasyon başkanı orada bu konu gündeme geldi. Ben dedim sayın başkan ‘Google girip hiç bakmadınız mı? sahibinin kim olduğu, neden ülkede olmadığı hepsi yazıyor bize de geldi bunlar. ‘Vallahi para Malezya’dan, Endonezya’dan parça parça gelince biz şüphelenmeye başladık sonra vazgeçtik’ dedi. Şimdi devlete soruyorum, cevabını da vermek zorunda. Bir tarafta yasa dışı bahis reklamı yapanlara bunları yapıyorsun bir tarafta da 85 milyonun gözünün içine bakarak yapıyor bir de başkanı diyor para aldık, bir diğeri yarısını aldık geri verdik hangisi soru bunların ya? Siz mecbursunuz bunları öğrenmeye. Bize diyorlar sizi neden ilgilendiriyor? Ne demek bizi neden ilgilendiriyor? Bu işin vergisel boyutu, rekabeti, harcama limitleri, finansal boyutları var. Ne demek bizi nasıl ilgilendiriyor? Hatta bir kere bize ‘Alışın dediler, burası Amerika değil, ülke ekonomisi kayıt dışıyla dönüyor’ dediler. Ne demek bu ya? İlk önce sizi ne ilgilendiriyor dediler düşünebiliyor musunuz? Bize müfettişler geldi Bakanlığımızdan, Spor Toto’dan soru sordular YDK’da da bunu anlatmıştım. Ben o şirket olsam parayla satın alamayacağın reklamı yapmış olurum. Sadece bir kere birinin forma da çıkmış olarak. Bulamayacağın hint kumaşı. Ama kimse bir şey yapmıyor, bu nasıl bir dokunulmazlıktır, korunmaktır, kim, nasıl, neden? Fenerbahçe taraftarı bunları sorgulayın. Bir tane kulübümüzü saldırmakla tehdit eden, futbolcumuzu dövmekle tehdit eden adamın kombinesi iptal edildiği için bizi yerden yere vuracağınıza bunları sorgulayın. Belli kesimlere söylüyorum bunu.”

KARABORSA

“İddianameyi okuyan var mı? Orada çalışan bir hanımefendinin ifadeleri var. Her şeyi detayına kadar anlatıyor. Türk futbolu bitmiş, batıyor. Siz hala normal şeyler yazıyorsunuz. 56 milyon. Bu böyle bir anda çıkmış bir rakam değil, kendi yöneticileri çıkıp söylüyor. Bize araştırmaya geldiler, dedik hemen inceleyin. Beşiktaş da eminim kabul eder ama çok da önemli değil Passolig de hepsi var. 3 müfettiş geldi sonra başmüfettiş soruşturmadan eli ayağı çekildi, araştırın bakalım neden eli ayağı çekildi. Zaten ondan birkaç gün sonra dosya kapatıldı. Kimse sorgulanmadan, kimse çağırılmadan, Passolig’den bilgi almadan. Kim koruyor, nereden geliyor bu güç, kim izin veriyor bütün bunlara, neden sistem oraya ayrı başkalarına ayrı çalışıyor, o alınan 40 kişi Türk vatandaşı değil mi? Adalet nerede?”

KONTRATLAR

“Eksik kontratlar, SPK’ya verilen ayrı yöneticinin aynı oyuncuyla söyledikleri rakamlar ayrı, imaj hakları, sponsorluklar denildi. Bunların vergileri verildi mi? Sen birine 4.5 veriyorsun adam 10 oluyor, aradaki 5.5 nasıl veriliyor? Hangi imaj hakkı ve sponsorlukla. Velev ki öyle bunların vergisi nerede? Biz niye bunları sormayalım, ben sormak zorundayım. Harcama limitine 5, vergisiyle 7.5 girmek başka 10, vergisiyle 15 girmek başka bir şey. Bunu başka kulüpler neden sorgulamıyor, ben onu merak ediyorum. Bu hepimizin rekabetini etkiliyor. Dediğim gibi başmüfettiş soruşturmadan geri çekildi, burada kimse üstüne gitmiyor, çelişkili ifadeler var, yönetici başka bir şey diyor, KAP’a başka bir şey verilmiş. Kimse gerçeğine inmek istemiyor, oh ne güzel bir hayat bu. Her şeyi yap, yanına kalsın. Sen söz konusuyken ne devlet, ne kurumlar, ne bürokrasi, ne yargı. Geçenlere de inin aşağı kardeşim. Olur mu böyle bir dünya? Haksız rekabet sadece sahada mı, VAR mı, sarı kartlar mı? Onlar mı zannediyorsunuz. Benim ve birkaç kez Acun Bey’in de gündeme getirdiği ‘biz bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Bir yere varırız varmayız bilmiyorum, bir takımın da kendi başına yapacağı iş değil. Hele bir ayağı kırık, camiasının bir kısmı hedef almış, rakiplerimizin yaptıklarını tamamen göz ardı etmiş bir ortamda nereye gidecek bilmiyorum. Biz gideriz ama biz savaşçı ruhuz.”

“Tek onunla değil (Abdulkadir Bitigen) birçok hocayla şüphemiz var. Hele akraba ilişkileri olan hakemlerden özellikle büyük şüphemiz var. YDK Başkanımız Şekip Bey, Fethi Bey, Alper Bey ve İrfan Bey bizim avukatlarımız başvuru yapacaklar ama biz çok başvuru yapıyoruz bu ilk değil. Ben bahisle ilgili kaç defa ifade verdim biliyor musunuz? Benim bahisle ne işim olur? Dolayısıyla biz üstüne gidiyoruz ama sistem olağan çalışsa bunların hepsi ayıklanacak, dibine inilecek. Niyet, cesaret, irade. Bu üçü varsa çözülür hepsi. Açık ortada. Sen bir şeyi devamlı yaptıkça, kimse de sana dokunmayınca hem özgüvenin oluyor hem daha az dikkat ediyorsun. Ortada her şey. Biz 3 Temmuz’dan beri belimizi doğrultamadık. Aziz Başkan ve camia ne mücadeleler verdi. Siz tesadüf mü zannediyorsunuz o zamandan bugüne bir kere şampiyon olduk. Bugün de Fenerbahçe’nin ikinciliği mahkûm edilmesi o zihniyetin devamı değil mi? Hangi sektörü en çok yoğunlaştı bu örgüt? Bir tanesi futbol. Geçen sezon başkanla ilgili tartışmalar ortada. Bunların yakınından geçmemiş insanların futbolda olması lazım. Bu da bir cam tavan.”

“Yapı canlı bir organizma. Devamlı ekleniyor, büyüyor, güçleniyor. Tek tek isim verilecek bir şey değil yapı. Zaten sizin bunu hafife almanız sebebi bu. Bu canlı bir mekanizma, yaşıyor.”

“Bizim yargımız sosyal medya ile harekete geçiyor yargısına katılıyor musunuz hiç? Acun Bey’e bir soruşturma açtılar. Neymiş panolardaki reklamlar illegal bahisle ilgiliymiş. Yeni duydum Sadettin Bey’e de S Sports üzerinden soruşturma açılmış. Peki, böyleyse söz konusu takıma veya TRT’ye neden bir şey olmuyor? TRT’nin play-off yayınlarının hepsinde bu illegal bahis reklamları var. Çok önemli bir şey bu, bilmek istiyorum. Gerçekten bilmiyorum buzlama veya kaldırma var mı? Ama bildiğim tek şey var bu maçları gösteren kanallar bununla muhatap oluyorlar. Bir kısmına soruşturma açılıyor bir kısmına dokunulmuyor. Bazı insanlar illegal bahis reklamından gözaltına alınıyorlar, koskoca kulüp formasına koyuyor ama hiçbir şey yapılmıyor. Bunu sorguluyorum ben. Bu sorgulamanın da hepimizin görevi olduğunu düşüyorum. Sorgulanmadığı zamanda ‘korkuyor musunuz?’ lafı insan ister istemez sormak zorunda kalıyor.”

“Kulüpler Birliğinin TFF ile yaptığı toplantıda konuşuldu, karşı çıkan olmadı. Zaten buna karşı çıkmak art niyet olur. İngiltere’de prim sistemini de koyuyorsun kontrata biliyor musun? Maç çok önemli, bıçak kemiğe dayandı, prim verelim o yok orada.”

“Ben son 10 senede yaşananları hakemlere bağlıyorum. Bu sezon tabii ki bizim de hatalarımız, eksiklerimiz var ama bunlar olup da şampiyon olamayan tek kulüp biziz. Bazı maçlarda puan kaybetmemeliydik ama her maçı kazanabileceğin bir lig yok. Geçen sezon 102-99’luk lig tarihte yok. 65-70 puanlarla şampiyon olunan sezonlar var. Hoca da toplantıda ‘biraz daha bilseydim şunu değil bunu transfer ederdim’ dedi. Eyüp maçında iyi oynadık mı oynamadık, daha iyi oynayabilirdik ama bu bizim puan kaybetmemizi gerektirmiyor. Zaten şampiyonluklar kötü oynanan maçlarda alınan üç puandan geçiyor. Hatay maçına bakıyoruz, eksikler, sıkıntılılar 3-0, 4-0 ilk yarı maçı koparman lazım taraftar ona kızıyor ama istatistiklere bakıyorsun sezonun en iyi karşılaşması. Ben istatistiği kabul etmiyorum gördüğüme bakıyorum. Daha iyi top oynayın hakemi de yenin o zaman ben bunu kabul etmiyorum, neden hakemi de yenmek zorundayım. Ben hakemi yenmek zorundaysam o da hakemi yenmek zorunda. İletişimimiz zayıf ama bizim algı yaratma ve iftira atmaya fıtratımız izin vermediği için o hinlikleri düşünemiyoruz. Ama daha iyi iletişim yapmamız gerekiyor, taraftarımıza olanı biteni daha iyi anlatalım, öfkelerini bir nebze olsun törpüleyelim. Bir kısım için söylüyorum benim anladığım taraftarlık bu değil. Bir de şunu anlamıyorum; bizlere, takıma, futbolculara küfür etmek, bağırmak-çağırmak demokratik hak, onlara tepki gösterenler taraftarlık değil, onlar paralı asker oluyor. Fenerbahçeliler karpuz gibi ortadan ikiye bölündü. En önemli soru dışarıdan yıkılmayan Fenerbahçe acaba içeriden mi yıkılacak?”

“Hakemlerimizin uluslararası arenalarda görev yapmasını engelleyen unsurlardan bir tanesi lisan hâkimiyetleri. Bu sınavları geçemeyenlere FIFA kokartı takılanlar var. Geçen sezon sandığımız kadar problem yaratmadı ama az sayıda maçta kullanıldı. Aşağı yukarı 10-15 dakika uzatma oynuyoruz, o uzatmaları ekleyince top sahada şu kadar dakika kaldı Avrupa’nın 3 dakika gerisindeyiz diyoruz hâlbuki Avrupa da 3-4 dakika uzatma oluyor. Biz o ekstraları ekleyince birazcık diplerine geliyoruz, oyun oynanmıyor burada.”

‘Sayın Ferhat Gündoğdu’ya güveniyor musunuz?’ dediniz galiba. MHK’ya güveniyor musunuz? Hakemler beceriksiz, kötü niyetli mi yoksa dışarıdan talimat mı alıyorlar? MHK ile ilgili bugüne kadar şu an göstermiş oldukları performanstan dolayı son derece rahatsızız, geldiğimiz nokta itibarıyla. Trabzon kadar rahatsız olmayız, Ertuğrul Başkan ile konuşuyoruz, onların maçlarını seyredemediğim için ne oluyor bitiyor orada da çok ağır hatalar yapılıyor. Bizde de ağır hatalar yapılıyor. Rakibimize ağır faydalar sağlanıyor. Dolayısıyla niyetleri ne olursa olsun ben insanın niyetine bakarım, bugün geldiğimiz noktada sonuç arzu edilenden uzakta. MHK’ye güveniyor musunuz? Ferhat Bey başta olduğu için hep onu konuşuyoruz ama MHK 7 kişilik bir kurul. O yedi kişi içinde ağır toplar var. Orada hiç ama hiç ama hiç ama güvenmediğimiz isimler var bizim. Ne hikmetse adam bir şekilde o değişiyor, bu değişiyor, herif hep orada. Nasıl oluyor, ne için oluyor ama biliyoruz iş adamları var, yukarıya, Ankara’ya yakın, o ona tavsiye ediyor, o ona tavsiye ediyor ve bir şekilde aynı adam karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla sayın başkan özelinde konuşmuyorum ama MHK’nin içinde sorunlu insanlar var. Biz şu an Danışma Kurulu için istişarelerimizde bir veya iki yabancı olsa daha mı iyi olur diye konuşuyoruz. Bu fikri Kulüpler Birliği Vakfı’na da sunacağım. Aynı zamanda bu danışma kuruşluna isimler tespit edilmek için profesyonel destek de alacağız. Çünkü bunu başından doğru kurgulamamız lazım, bu fırsatı kaçırmamamız lazım. Kulüpler Birliği toplantısından sonra ne dedim? Kulüpler bu sefer de elini taşın altına koymazsa hiç şikayet etme hakları yok diye. Şimdi beceriksizlik, kötü niyet ve dışarıdan talimat! Hepsi var! Bugün genç arkadaşları çıkarıyoruz, onlar hata yapabilirler çünkü tecrübeleri yok. Ona kötü niyetli ya da dışarıdan talimat alıyor diyemezsin ama son 10 seneye baktığınız zaman hepsi var. Birinde üçü birden olabilir, birince sadece biri olabilir ama var.”

“Geçen sene yaptık. Bir de zarf var. O nasıl ortaya çıktı biliyor musunuz? Bizim ısrarımızla. Soruyorum kulüp başkanlarına, ‘Merak etmiyor musunuz içinde ne var?’ O diyor ki, ‘Zarf resmi değildi, ben açmadan öbürüne verdim. Öbürü, ‘Yoktu içinde.’ Öbürü, ‘Ben kaybettim, taşındım, kayboldu.’ Onu çıkartana kadar canımız çıktı. Hala tam olarak içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Bir dakika dahi burada kalmaması gereken insanlar kimdir? Nedir, niçin bilmiyoruz. Niyet, cesaret, irade varsa hepsi çıkar. Çorap söküğü gibi, hepsinin arkası gelir. İnanın bana. O kadar çok şey var ki.”

İLLEGAL BAHİS KONUSU

“Yasa dışı bahis konusuna değineceğim demiştim. Rakibimiz sırtında çıktı, biz ihbar ettik. Spor Toto teşkilatına suç duyurusunda bulunuldu. Rakip takım başkanı ve yöneticilerinin çelişkili ifadelerine rağmen gerekli ve detaylı araştırmalar hiç ama hiç yapılmadan ışık hızıyla takipsizlikle kapatıldı. Ülkemizde gerek kulüp takımlarının gerekse millî takımımızın uluslararası maçları TRT, EXXEN, S Sport gibi yayın platformları tarafından yayınlanmaktadır. Rakip takımın yaptığı sponsorlukla ilgili ülke gündeminde tanıtımını yaptığı illegal bir bahis sitesi bu maçlarda da saha içi led reklamlarıyla ülke gündemine gelmiştir. Aynı illegal reklamlar hem TRT, hem EXXEN hem de S Sport kanallarında yayınlanan maçlarda yayıncıların elinde olmayan sebeplerle ekranlara yansıtılmıştır. Buraya kadar normal diye düşünüyoruz ama konu Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler olunca normal giden bir şey olmuyor. Aynı illegal bahis şirketiyle sponsorluk anlaşması yapan rakibimiz hakkında dosya jet hızıyla kapatılırken Acun Bey ve Sadettin Bey hakkındaki dosyalar açık tutuluyor. Üstelik savcılık Sadettin Bey hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulamış, bunu bugün öğrendim. Uluslararası alanda faaliyet gösteren birçok şirketin yetkilisi olan Sadettin Bey hakkında yurt dışı çıkış yasağı getiriyorlar bu konudan dolayı. Bizim için akılla, mantıkla açıklanacak bir durum değil. Lütfen sizler bunu da bir değerlendirin. 40 kişi kim tutuklanmış? TRT’de, EXXEN’de ve S Sport’ta kaç maçta çıkmış? Bunlar işlenirse, medyada yer bulursa bu konuların üstüne gidiliyor. Hiç alakasız bir şeyi CİMER’e şikâyet ediyorsunuz, soruşturma açılabiliyor, böyle bir şey milyonların gözüne sokuluyor, yaprak kımıldamıyor.”

“3 Temmuz’da hiçbir hakemin isminin geçmemesi, işlem görmemesi, dosyada olmaması hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. O dönemdekiler ne dendi? ‘Şike var.’ Şikenin olduğu yerde hakem de olur başka şey de olur. İllegal bahisin olduğu yerde özellikle. Burada hiçbir hakemin girmemesi büyük bir soru işareti. Bence tüm hepsinin temizlenmesi lazım. Gençlere yepyeni bir sayfa açılması lazım. Acele etmememiz lazım. Onları iyi eğitmemiz, geliştirmemiz lazım. Belki gerekiyorsa 3 sene, -bunu son 3 başkana da söyledim- Avrupa’ya hakem yollamamalıyız. Arka bahçemizi temizleyene kadar. Geçen dönemlerde hakemler atletik testleri tutturabilsin diye koşu mesafeleri kısaltılıyordu. Ona rağmen tutamayan bir isim biliyorum. Niye bunlar işlenmiyor? Niye bunların önüne geçemiyoruz? Bunu sadece Fenerbahçe mi yapacak?”

BİZ CAMİAMIZIN İÇİN MÜCADELE VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ. İNŞALLAH SİZLER DE BİZİM YANIMIZDA OLURSUNUZ

Başkanımız son olarak, “Fenerbahçe tarih boyunca zorlukları hep taraftarıyla birlik beraberlik ve camia içerisinde aşmayı başardı. Tribünlerdeki pozitif enerjiye çok ihtiyacımız var. Biz hedefe ulaşacaksak ancak ve ancak o pozitif güçle ulaşabiliriz. İsim vermeyeceğim bazı futbolcularımız bizlere bu negatif ortamda nasıl başarı sağlayabiliriz, bunun önüne geçemez misiniz diye soruyorlar. 20 maçlık zorlu bir sürecimiz var Avrupa’yı da eklerseniz. Biz inanıyoruz ki hem saha içerisinde hem de saha dışında hep beraber savaşmalıyız, takım savaşacak, biz savaşacağız o yüzden şüpheniz olmasın ama siz olmadan olmuyor. Bir kere daha sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum, demin sorduğum soruları da lütfen iyi düşünün. Bize maç kazandıran, çeviren, ‘Kadıköy çıkışı olmayan ruhunda mı olacağız?’ yoksa daha 30. dakikada ortada fol yok, yumurta yokken takımımızı yuhalayacağız mı? Bizi, taraftarla, takımımızın, hocamızın bağını koparmaya çalışanlara karşı uyanık olacak mıyız, olamayacak mıyız? Bu sizin kararınız. Takımın buna çok ihtiyacı var, bunu birinci elden söylüyorum yine taraftarımızın kararıdır ama ben inanıyorum ki Fenerbahçe taraftarı bir konuya baş koyduğu zaman bunu engellemek imkânsızdır. Ama belki de bu yüzdendir bizim aramıza nifak tohumları sokuluyor, aramızı açacak operasyonlar yapılıyor. Umudumuz azalıyor öyle tepki verenler de vardır ama Zenit maçında bunu yaşayınca bundan sonrası daha kötü günlere gidecektir dedim. O zaman ne ara açıktı, güzel de oynadığımız maçtı. Biz camiamızın için mücadele vermeye devam edeceğiz. İnşallah sizler de bizim yanımızda olursunuz.” şeklinde konuştu.

About Author

Copyright © Tüm Hakları Saklıdır. | AjansR | Newsphere by AF themes.