Kaba kuvvet acizliktir!..
Şimdi hemen her yerde gördüğümüz olaylardan biri haline gelen kaba kuvvet acizliğin eseridir. Bunun için şiddete başvurulmaması gerekiyor. Fakat ne yazık ki alt liglerde genelde yaşanan olaylar ne yazık ki, Süper Lig’e de yansıdı.
Geçtimiz günlerde, bir başkanın bir hakemi tokatlaması ve sonucunda devamının gelmesi gerçekten kötü bir olay idi. Ama daha önceki yıllarda maçlar bittiği zaman polisler hemen hakemleri kalkanlarla koruyarak soyunma odalarına götürürlerdi.
Ne yazık ki, şimdi gerekli tedbirlerin alınmaması sonucu yaşan olayın bir daha tekrarlanması temennimiz. Ama ne yazık ki, alt liglerde hakemlere saldırılar olmasına rağmen bu kadar gündeme gelmiyor.
Süper Lig’de olması bardağı taşırana damla oldu. Aynı tepkiyi diğer liglerde de göstermiş olsalardı, bunlar yaşanır mıydı?
İsim ne kadar ünlü ise o kadar değer taşıyor. İsimleri ne kadar ünsüz ise o kadar üstü çabuk örtülüyor. Bu nedenle bu olaylar da yaşanmaya devam edecek gibi görünüyor. Hani passo lig ile bütün şiddet olayları önlenecekti. Ne oldu bu sistemde mi boşa gitti. Acaba sadece kart satmak mı idi. Halbuki bu sisteme ne gerek vardı. Hemen herkes kredi kartı ile alışveriş yapıyor. Kimlikler çipli olduğuna ve hatta parmak izi de olduğuna göre bunların hiçbirine gerek yok sanıyorum.
Hemen hemen herkesin telefonunda takip edilmesi ve hatta ne zaman nedene alış-veriş yaptığı takip edilebildiğine göre, bunların çözülmesi emniyet için çok kolay olsa gerek.
Fakat ne yazık ki, daha önce olan terör olayları da dahil olmak üzere yeterince tedbirler alınmadığı ve cezaların yerine getirilmemesi ile bu işleri önleyemiyor.
Suçun unsuru ceza mutlaka ve mutlaka uygulanmalı. Eğer af edilecekse neden tutuklanıyor. Tutuklandı ise cezasını çekmesi gerekmiyor mu? Laf olsun diye mi yapılıyor, bunu da anlamak mümkün değil!..
O zaman suç işlemeyen ile işleyen arasındaki fark nerede ortaya çıkacak. Hiç suçu olmayan ile olan bir olur mu?
Evet hakeme şiddete hayır!.. Ama hakemin de doğru düzgün işini yapması gerekmiyor mu? Gelişen teknolojiye rağmen hata yapmaya devam etmesi hakemlerin de suçsuz olmadığını göstermiyor mu?
Hakem yetkisini doğru kullanıyor mu? Bunları da sorgulamak gerekmiyor mu? Ayrıca hakemlerin verdiği yanlış kararlar sonucunda ne kadar kişinin zor durumda kim biliyor veya önemsiyor?
Hakemin adil olması gerekmiyor mu? Hatta hakemlere de göreve başlamadan önce tıpkı doktorların yemini gibi yemin ettirilmesi gerekiyor gibi geliyor bana!..
Yetki verilen kim olursa olsun yetkisini doğru dürüst kullanması gerekmez mi?
Ayrıca hakem bir bakıyorsunuz bir futbolcuya anında kartını gösterirken, diğer bir futbolcuya neden tolerans gösterir bunu da anlamak mümkün değil?
Hatta ‘v-a-r’ sistemi olmasına rağmen hatanın bilerek yapılması da akılda soru işaretlerini oluşturuyor?
Tabii bununla beraber gücü olanların gücünü göstermesine neden olmuyor mu?
Üstelik bir hakemin bir sporcuya veya bir takımı tutma gibi bir lüksü olamaz!.. Olsa bile bunu görev yaparken kullanmaması gerekmez mi?
Mesela; hakemler yanlış karar verdiklerinde uzun süre maç yönetmiyor gibi bir ceza veriyorlar değil mi? Buna rağmen verilen ara sonucunda hakem tekrar görev başlar başlamaz yine aynı takımın maçına veriliyor ve aynı takımı yine yakıyor. Bu durumda ne yapılması gerekiyor bunun da düşünülmesi gerekmez mi?
Mesela basketbolda Euro League seyrediyoruz. Orada 8 tane mi ne hakem var. Önlerinde bilgisayarlar. Hemen bir şey olursa tümü toplanıp yeniden pozisyonu inceliyorlar ve doğru karar vermeye çalışıyorlar.
Hatta voleybolda ve basketbolda itiraz hakkı var koçların veya antrenörlerin. Mesela futbolda da teknik direktörlerin karşılaşma boyunca itiraz ve inceleme hakkı olması gerekmez mi? Teknik direktör bir olaya itiraz eder etmez sarı veya kırmızı kart yiyor. Bunun da hiç adaletli olmadığını düşünüyorum!..
Ama her şeye rağmen hakeminden dövülmesinden yana değiliz. Sporcunun haksız yere kart görmesinden de yana değiliz. Her işin en güzel şekilde yapılması ve adaletin sağlanmasından yanayız…