Kolayı zorlaştırmak bizim işimiz!..
Ne yazık ki, her zaman olduğu gibi kolay olanı yapamıyoruz, zorluklarla kazıya kazıya başarmanın yollarını arıyoruz.
Bunu bir türlü öğrenemedik. Ne yazık ki, her zaman olduğu gibi kazanabileceğimiz maçları bir türlü kazanamıyoruz. Kaybedeceğimiz maçlarda canavar kesiliyoruz. Umulmadık takımları yenerken, beklenmedik yenilgilerle kolay olan işimizi olabildiğince zorlaştırmakta üstümüze yok!..
Kısacası rahatlık bize batıyor. Bizim rahat olmamamız için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam ediyoruz.
Daha önceki yıllarda hiç umulmadık takımlara yenildiğimiz için bunları normal karşılamak bizim işimiz oldu galiba!..
San Marino hiç kimseyi yenemedi, biz bu takıma yenilerek bir devrim yapmayı başardık.
Bunun gibi hiç grupta şansı olmayan Karadağ’a 3-1 yenilerek yeni bir devrim yapmayı da başardık. Hiç kimsenin beklemediği bir sonuç varsa biz burada varız. Nasıl bunu başarıyoruz doğrusu merak da ediyoruz!..
Futbol A Milli Takım bunu hep yapıyor. Daha önceki yıllarda şampiyon Fransa ve İtalya gibi devleri dize getirirken, grubun en zayıf takımına yenildiğimiz için teknik direktörün işine son verilmişti.
Şimdi de Montella ve ekibi ile bu şekilde bir soncu daha imza atmayı başardık. 1 puan alsak dahi direkt olarak Milletler Ligi A Grubu’na yükselecekken, biz nasıl oluyor da bunu başaramıyoruz anlamak mümkün değil!..
Şimdi ilk maça geldiğimiz zaman Kayseri’de penaltı atışından yararlanamayınca tehlike çanları çalmaya başladı. Galler’i kendi sahamızda Kayseri’de oynanan maçta sayısız gol fırsatı yakalamamıza rağmen bir türlü yenemedik. Deplasmanda başardığımızı kendi evimizde başaramıyoruz. Kayseri’de alınan beraberlikle başlayan düşüş, Karadağ’da da sürdü.
Zemin demeye bin şahit olan bir futbol sahasında oynanan maçta futbolcular ellerinden geleni yaparken, ayaklarından geleni bir türlü yapamadılar.
Şimdi böyle havalarda ne yapılmasının gerektiğini bilen bir Karadağ vardı. Onlar da uzaktan şutlarla kalemizde gol ve goller bulmayı başardılar. Karadağ savunmasının uzun olması nedeniyle neden yerden oynamayı tercih etmedik. Bunu anlamak mümkün değil. Bir de şut atmak neden bu futbolcuların aklına gelmedi anlamak mümkün değil!..
Mesela kendi takımlarında ve milli takımda daha önce ne iyi yaptıkları uzaktan şutlar ile kaleyi sürekli yoklamak gerekiyor. Bu hava şartlarından ancak yerden vurduğunuz şutların sekmesi ile gol veya goller atabilirsiniz.
Mesela Yunus’un ve Semih’in kendi takımlarında uzaktan şutlarda Avrupa Kupaları’nda attıkları gollerle bunu başarmışlardı. Ama ne yazık ki, bu maçta bunu da yapmayı başaramadık. Üstelik gol atmayı beceremediğimiz gibi gol yememek de bir başarıdır. Ama bunu da başaramadık!..
Tabii oynanmış maçın davası olmaz. Ama bu durumları iyi değerlendirmek gerekmez mi? Bu hava şartlarında daha güçlü yapıya sahip futbolcularla oynamak gerekmez mi? Takımı ona göre kurmak gerekmez mi? Bir de oyuncu değişikliklerini zamanında yapmış olsak en azından beraberliği yakalayıp, öne geçme şansını da yakalamış olacaktık.
Teknik Direktör Vincenzo Montella’nın zamanında yapacağı değişiklikler beklenen sonucu almamız gerekiyordu. Böyle bir maçta Cenk Tosun gibi güçlü yapıya sahip bir golcü nasıl aranmaz, anlamak mümkün değil. Üstelik tecrübeli bir golcü. Bun yapabilecek kapasitede. Ama ne yazık ki bunun gibi fizik gücü iyi olan futbolcularla bu oyunu oynamak gerekmez mi?
Üstelik belli bir 11 bir türlü oluşturmak mümkün olmadı ne yazık ki… Sürekli deneme yaparak daha başarılı olabilir miyiz? Bunu da bir kez olsun gözden geçirmek gerekmez mi?
Artık olan oldu. Ama bundan sonra yapılacak olan maçların daha da zor olacağı kesin. Kolay olanı başaramadık. Zor olanı başarmak da bizim görevimiz. Ama neden her zaman böyle oluyor bunu iyi düşünmek gerekiyor!..
