Sporseverler TV

Doğru Yorumun Adresi

Fenerbahçe neden kaybetti!..

Fenerbahçe neden kaybetti!..
Yeni yılımız kutlu olsun...

Fenerbahçe Beko, gerek Türkiye Ligi’ne gerekse THY Airlines Euroleague iyi başladı. Hatta yenilgisiz uzun süre bu seriyi devam ettirdi. Yeni kurulun yeni Koç Dimitris İtoudis ile muhteşem başarılara imza atacağı görüntüsünü verdi.

Fakat ne olduysa oldu. Birden bire takımda daha önce şans verdiği isimleri yavaş yavaş kesmeye başladı. Türkiye Lig’lerinde oynattığı Şehmuz, Melih, Metecan, İsmet, Tarık ve Samet Geyik gibi isimlere şans vermemeye başladı. Hatta Tony Jekiri’nin sakatlanması sonucu Kostas Antetokounmpo getirildi. O da istenileni veremedi. Nemanje Bjelica büyük umutlarla alınmasına rağmen bir türlü sakatlık probleminden kurtulamadı. Kurtulsa bile verimli olamadı. Uzunlarda sürekli problem oluştu. Bütün yük Johnathan Motley’nin sırtına bindi. Tabii her maçta aynı performansı göstermesine rağmen, yanına bir yardımcı oluşturulamadı.

Yine üçlük için Marko Guduric’in hem oyun kurucu hem de üçlük için denenmesi onu da bir yere kadar getirdi. Nick Calates, çok iyi görünüyor ama sürekli top kaybediyor. Carsen Edwards, çok istekli zaman zaman çok başarılı. Fakat henüz istenilen seviyede değil. Scottie Wilbekin’in sakatlanması üçlük atıcıların azalmasına neden olduğu gibi oyun kurucu ve aralara girerek basketler çıkartan en önemli isimin yok olması problemlerin başı oldu.

Dyshawn Pierre, eski gücünden uzak. Zaman zaman çok iyi maçlar çıkarmasına rağmen bekleneni veremedi. Nigel Hayes-Davis iyi maçlar çıkarmasına rağmen, bazen gününde olmadığı zamanlar sürekli maçları kaybettiğimiz zamanlardan birisi oldu. İyi üçlük atıcıların iyi olursa maçı kazanma şansın yüksek oluyor.

Genelde kaybedilen maçlara baktığımız zaman. İyi mücadele edilememesi ve basket atamayışımız. Bütün sorun potaya gidenin boş dönmesi. Eğer 3’lük atamıyorsan 2’lik at. İşi garantiye al. O zaman sayı farkı daha az olur. Ama rakip 3’lük atıp, siz 3 ya da 5 kez boş döndüğünüz takdirde sayı farkı otomatikman oluşuyor. Matematik yalan söylemez. Boş döndüğün zaman fark açılıyor.

Bir de en büyük handikaplardan birisi sürekli top kaybı yapmamız. Bütün sorunların ana kaynaklarından biri de bu. Tabii ribauntları da unutmamak gerekiyor.

Dikkat etmemiz gerekiyor. Sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor. İyi mücadele ettiğimiz maçlarda defansı sağlam tutup sayıları attığımız maçlarda çok iyi sonuçlar elde ettik.

Fakat, final-four için yeterince hazır değildik. Eksiklerin olması ve İtoudis’in de aynı kişilerde ısrar etmesi sonucu kötüye götürdü diye düşünüyorum. Biraz olsun oynayan beşe nefes aldıracak isimleri kullanması gerekiyordu. Ama yeterince bunu yapmadı. Belki de korktu. Kaybederim diye. Zaten kaybedeceksen daha iyi oynayarak kaybedersen daha iyi olmaz mı?

Bazen Koç’un kafası duruyor. Düşünemiyor mu dersek yanlış olur galiba. Ama biraz daha iyi dersine çalışması gerekiyor diye düşünüyorum.

Bir de sakatlıkların çok olması sonucu Tyler Dorsey alındı. Ama onunda diğer takımlarda oynadığı basketbolu ne yazık ki, Fenerbahçe’de göremedik. Tabii olumsuzlukların arkasına sığınmamak gerekiyor. Başarmak istiyorsanız son topa kadar mücadele edeceksiniz. Böyle yaptığımız maçların tümünü de kazanmıştık. Bunun için ne diyordu Obradoviç son topa kadar sonuna kadar mücadele edersen sonunda şampiyon da oluyorsun. Sadece Play-off değil, final four da değil şampiyonluk geliyor.

İyi bir 3’lük atıcısı lazım. Hatta iki tane diğer takımlarda seyrediyoruz. Bunu yapanların tümü zor zamanlarda ortaya çıkıyor ve maçı bir anda lehinize çeviriyor. Mesela Ali Muhammed (Bobby Dixon) veya Bogdan Bogdanoviç gibi isimlere ihtiyaç var.

Yine de bu kadar güzel sezonun sonunu iyi getiremedik. Emeği geçen herkese teşekkürler daha iyisini yapmak için gelecek bahara diyelim…

Not: Bu yazıyı yalnızca Fenerbahçe’liler okusun lüfen!..

 

About Author

Copyright © Tüm Hakları Saklıdır. | AjansR | Newsphere by AF themes.