Geçmiş olsun Ali Gürbüz, tebrikler Enes Doğan!..
Geçtiğimiz haftalarda Kurtdere’de Başpehlivanlık yarışı olmuştu. Orada Ali Gürbüz’ün tartışmalı yenişi vardı. Enes Doğan, Ali Gürbüz’ü yenmişti, kimisi yenemedi, kimisi yendi dedi. Otoriteler tarafından Ali, malum Enes’e galip ilan edildi. Ali Gürbüz’ün orada galip gelmesi ile şampiyonluğu ilan edilecekti.
Tüm gözler Elmalı’daydı. Bir hafta önce Ali Gürbüz, kendi memleketi olan Korkuteli güreşlerinde Hasan Cengiz ile yaptığı karşılaşmada sakatlandı. Ali Gürbüz’ün güreşme şansı kalmadı. Bu durumda şampiyonluk ne yarışı Elmalı güreşlerinde alınacak puan ve puanlara kaldı. Yalnız ne hikmetse Elmalı’da ekstra 10 puan uygulaması vardı.
Yani Ali Gürbüz’ün kaybetme şansı çok az görünüyordu. Yeni başpehlivanlardan Enes Doğan bu kez bu şansı iyi değerlendirdi. Rakiplerine üstünlük kurmayı başardı ve başpehlivan olmayı başardı!.. Ekstra 10 puan ile şampiyon olarak ligi bitirdi. Tabii burada güreşlerin nasıl olduğunu ben hariç herkes gördü.
Ali Gürbüz’ün sakatlanması ile rakiplerinin yolu açıldı. Ayrıca yapılan lig güreşlerinde en çok birincilik alan Ali Gürbüz olmasına rağmen bir türlü şampiyon olamadı. Üstelik de en çok güreş kazanan olduğu halde hem bu yıl hem de geçen yıl aynı şey yaşanmış oldu. Madem lig güreşi ise her yeniş aynı puana sahip olması gerekmiyor mu?
Yine şampiyonu tebrik etmek gerekiyor. Hatta gençlerin daha başarılı olması gerekir. Ali Gürbüz’e de çok geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Bir adamı bu kadar şanssızlık bulmaz. Ama ne yazık ki, Ali Gürbüz’ün durumu tıpkı Fenerbahçe’nin durumu gibi. Tek başına iş başına ne yaparsan kendin kendine, başkasından çare aramamak gerekiyor. İşini sağlama alacaksın, kimseden bir şey beklemeyeceksin. Sen bir yıldızsın herkes sana karşı galibiyet almak isteyecek. Çünkü Ali Gürbüz’ü yenmek şampiyon olmak gibi bir şey! Nasıl Fenerbahçe’yi yendiğin zaman şampiyon olmuş gibi oluyorsun ya!.. Çünkü Ali Gürbüz’ü yenmek kendini ispatlamak olmuş oluyor. Ben en iyiyi yendim diyecek!..
Mesela geçen yıl Fenerbahçe şampiyonluğu nasıl kaçırdı. Fenerbahçe’ye oynayanlar, Galatasaray’a aynı oyunu oynamadıkları için. Fenerbahçe zar zor yenerken, Galatasaray fark atıyor, vurduğu her şut gol oluyor. Hatta olmayan penaltı veya kırmızı kartla şampiyonluktan ediliyor. Aynı Fenerbahçe, 10 kişi ile uzun süren maçtan deplasmanda galibiyetle ayrılıyor. Şampiyon Galatasaray oluyor. İşte bunun gibi bir şey!..
Şimdi yağlı güreş olsun diğer spor branşları olsun hakemlerden isyan etmeyen bir sporcu bana gösterebilir misiniz? Hemen hemen her spor branşında haksızlıklar yapılıyor. Ama bunun alışkanlık haline gelmemesi gerekiyor. Sadece yanlışlıkla olmasını bekliyoruz. Yaklaşık olarak 7 yıldır güreşleri takip ediyorum. Hemen hemen her güreşte haksızlığa uğradığını iddia eden pehlivandan geçilmiyor. Hakemlere veryansın ediyorlar. Ama, 7 yıl geçti. Henüz hiç bir şey değişmedi. Hatta ‘var’ var diyorlar. Ama yine bir şey değişmiyor. Nasıl Avrupa’da haksızlığa uğradığımız zaman veryansın ediyorsak, burada da sadece isyan etmekten başka bir şey elden gelmiyor. Bu sadece başpehlivanlak güreşi için de geçerli değil!.. Diğer pehlivanlarda da aynı sorunlar yaşanıyor. Hele hele alt boylarda daha fazla. Üstelik bu yenilgiler yüzünden ağlayanlar kendilerini yerlerden yere vuranlardan geçilmiyor. Büyükler isyan ederken, küçükler ağlamakla yetiniyor.
Bazen bazı pehlivanlar da nasıl olsa yenileceğim diyerek bir mücadele sergilemeden sadece güreşmiş olmak için güreşiyorlar. Genelde gördüğümüz bu!.. Sorduğumuz zaman sakatım diyor. Ama aynı pehlivan bir başka güreşte birinci olmayı başarıyor. Bunu da biz anlamadığımız için bir şey diyemiyoruz!..
Mesela daha önce yaptığımız röportajlarda, askerdeki gibi bölgecilik ve hemşericilik mi yapılıyor, bunu anlamak da mümkün değil? Ama bizim gördüğümüz kadarıyla hakemlerden isyan etmeyen kimse yok. Üstelik orta hakem en yakında duran isim olduğu halde maçı devam ettirirken, kule yeniş veriyor. Bazen de tam tersi oluyor. İletişim kopukluğu mu var nedir bunu da bir türlü anlayamıyoruz!..
Üstelik güreşi bırakan hemen herkes kulede yerini alıyor. Önce orta hakemlikte pişip daha sonra kuleye çıksa daha iyi olmaz mı? Bu da nasıl oluyor bunu da anlamak mümkün değil! Bunun da bir tecrübeye dayanması gerekmiyor mu? Ayrıca kime yetki verirseniz ilk önce babasını asıyor hesabı. Adeta geçmişte yaşadığı acıların hesabını görür gibi adeta intikam alıyor. Daha doğrusu ezilmişliğin acısını çıkarır gibi!..
Ayrıca ata sporu sayılan yağlı güreş amacının dışına çıktığı için ne yazık ki, hedefinden uzaklaşarak geleneksellikten çıkıp modernliğe doğru yol alıyor.
Tabii bunun notunu bizden çok seyirci veriyor. Seyircinin memnun olmadığı bir güreş bir türlü hedefine ulaşmıyor. Onun için seyirciyi memnun etmek gerekiyor. Yani güzel ve etkili güreşlerin olması seyirciyi cezbeder ve arttırır. Mesela alt boylarda yapılan güreşlerde herkesin takdirini kazanacak güreşler sergileniyor. Ayrıca bu geleneğin yaşatılması için daha iyi ve daha doğru kararlar verilmesi gerekiyor. Bugün varız, yarın yok olacağız. Önemli olan iyi bir iz bırakmak!..
Henüz Türkiye’nin 7 bölgesine yayılmayın, az bir bölgede yapılan bu güzel güreşi ve pehlivanları yok etmeyelim. Daha iyi olması için elimizden gelenin en iyisini yapmak gerekir!.. Bunun için herkese görev düşüyor.
Altınkemerli Başpehlivanlardan Ali Gürbüz’e tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Yeni Şampiyon Enes Doğan’a da başarılar diliyoruz!..